Aile hukuku hakkında hizmet bütünlüğümüz.
Aile Hukuku
Aile şüphesiz toplumu oluşturan bireylerin geliştiği, onları temelden etkileyen en küçük sosyal birimdir. Bu sebeple devlet için de önemli bir yer tutar. Eşlerin ve çocukların aile içinde psikolojik ve fiziksel sağlıklarının korunması; kişilerin toplumda sağlıklı birer birey olmalarının en büyük gereklerinden biridir. Bu sebeple hukuk düzeni tarafından da oldukça önemsenir, koyulan kurallarla düzenlenmeye ve korunmaya çalışır.
Kişinin aile kurumuyla ilgili karşısına çıkabilecek tüm hukuki meseleler Medeni Kanunumuzda düzenlenmiştir. Aile hukuku kuralları şu başlıklarda toplanabilir:
Nişanlılık
Evlilik
Boşanma
Velayet
Evlilik malları
Miras
Soy bağı
Tazminat ve nafaka
Evlat edinme
Vesayet
Aile Mahkemesi
Aile hukuku alanına giren davalara özel görevli Aile Mahkemesi bakar. Aile mahkemelerinde boşanma, velayet, nafaka, uzaklaştırma kararı gibi kişilerin özel hayatı için oldukça önemli kararlar alınır. Her hukuk dalında olduğu gibi bu alana da hakim olan bazı ilkeler bulunmaktadır. Bu ilkeleri şu şekilde saymak mümkündür:
Süreklilik İlkesi: Aile birliği, evlilikle başlar ve boşanma, ölüm ya da gaiplikle son bulana kadar sürekli olarak devam eder.
Birlik İlkesi: Eşlerin birbirlerine karşı yerine getirmeleri gereken sadakat, çocukların ortak bakımı gibi yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülükler birlik ilkesine hem destek olur hem de bu ilke gereği birlikte yapılması gereken sorumlulukları da doğurur. Buna en güzel örnek ortak yaşamda kişilerin yerine getirmesi gereken maddi ve manevi görevleridir.
Zayıfları Koruma İlkesi: Eşler evlilik içinde eşit şartlara yaşarlar. Boşanma durumunda da kural olan bu şartların devam etmesidir. Bu sebeple boşanma durumunda yoksulluğa düşecek tarafa hakim nafaka bağlanmasına karar verir. Durumun gereklerine göre tazminat ödenmesine de karar verilebilir.
Düzenleme Özgürlüğünün Bulunmaması İlkesi: Aile hukukundan doğan ilişkiler, sözleşmeler ve yükümlülüklere kişilerin serbestçe karar vermesi olanaksızdır. Kanunun karar verme alanı bıraktığı mal paylaşımı konusunda bile tercih edilecek rejimler yine kanun koyucu tarafından belirlenmiştir.
Devletin Müdahalesi İlkesi: Bazen aile içinde eşlerin ya da çocukların hayatlarına sağlıklı şekilde devam edebileceği ortam oluşturulamaz. Böyle bir durumda kişilerin psikolojik ve fiziksel gelişimi ve sağlıklarını korumak devletin görevidir. Devlet duruma el atmalı gerekli gördüğü durumda çocukları aileden almalı ve eşleri sığınma evlerine yerleştirmelidir.
Eşler Arasında Eşitlik İlkesi: Kadın ve erkek hem toplumsal hem de hukuksal açıdan eşittir. Aile birliği içinde de bu eşitlik devam eder.
Aile Hukuku Arabuluculuk
Mahkemelerin yoğunluğu, davaların uzun sürmesi, zahmetli ve masraflı oluşu gibi sebeplerle arabuluculuk kavramı ortaya çıkmıştır. Arabuluculuk temelde iki kişinin vekilleriyle birlikte veya tek başlarına eşit şartlarda bir araya geldiği ve menfaatlerin dengelenerek uzlaşma sağlanmasıdır. Bu anlamda arabulucu kişi iki tarafa da eşit mesafede olmalıdır.
Aile hukuku arabuluculuk kavramı içinde bulunan konu başlıkları şu şekildedir:
Boşanma
Nafaka
Mal Paylaşımı
Velayet
Tazminat
Ancak aile açısından arabuluculuk kavramının oldukça tartışmalı bir alan olduğunu belirtmeliyiz. Zira kişiler arasındaki ilişkiler düşünüldüğünde eşit şekilde ifade alanı bulmak ve menfaat dengesi sağlamanın bir hayli zor olduğu ortadadır. Boşanmanın, nafaka ve tazminat konularında hakkaniyetin sağlanmasının da zorlaşabileceği açıktır. Bu sebeplerle uzmanlar aile hukuku açısından arabuluculuğa oldukça mesafeli yaklaşmaktadırlar. Ancak arabuluculuk ihtiyari de olsa zorunlu da olsa bir aile avukatı tarafından temsil edilmenin oldukça önemli olduğunu hatırlatmak isteriz. Bu sayede hak kayıplarının önüne geçmek mümkün olacaktır.